Kadim Uygarlıklar, Tekinsiz Canavar Koleksiyonu ve Büyülü Lezzetler: Bir Belgesel, Bir Dizi, Bir Kitap
Kadim Uygarlıklar, Cabinet of Curiosities ve Pir-i Lezzet
Sevgili dostlar,
Bu sefer size üç güzel tavsiye ile geldim… Bir belgesel, bir mini - dizi ve bir kitap. Üçü de bence oldukça etkileyici ve güzeldi.
Ayrıca bu akşam sembol dili eğitimimiz başlıyor. Katılmayı düşünüyorsanız lütfen geri dönüşte bulunmayı unutmayınız. (izmirkadimlisan@gmail.com ‘a mail atabilirsiniz.)
Bu sırada güzel bir haber; Kadim Lisan sinema kulübü açmayı düşünüyoruz ve orada filmlerden de sohbet edeceğiz. Mailler ile bilgilendirme yapacağım daha sonrasında. Bu da ilk adımı olsun.
Sevgilerimle
Bir Belgesel: Kadim Uygarlıklar (Netflix)
İlki Kadim Uygarlıklar Belgeseli (Netflix’de izlemek mümkün). Oldukça tartışmalı bir isim olan Gazeteci Graham Hancock’un hikayesi üzerinden bir belgesel izliyoruz. Kendisi ana akım arkeolojinin baş düşmanlarından biri. :)) Nedeni de insanlığın vakti zamanında Atlantis gibi kayıp bir uygarlığın olduğuna ve onun yok oluşuyla medeniyetin çöküp, yeniden başlamaya çalıştığına inanması. “Eee bunu düşünmekte özgür, neden adama düşmanlar?” diye sorarsanız, gazeteci olarak bir çok antik yapıyı (Jeolojisik ve bilimsel buluntularla) teorisini kanıtlamak için ortaya koyuyor ve bir çok araştırmacı ve bilim insanıyla da işbirliği kuruyor…
Gram Hancock’un teorilerine katılır mısınız bilmiyorum (Mitoloji konusunda bana çok basite indirgemiş gibi geldi) ama en azından bilimsel buluntular ve bilhassa antik tapınakların dijital yeniden tasarımları muhteşem. Bunlar için bile izlenir. Ve belgesel de göpeklitepe, karahantepe de var… Ve elbette dönüp dönüp Anadolu’ya geliyorlar yaniden. O yüzden öneririm.
Bir Mini- Dizi: Guillermo del Toro's Cabinet of Curiosities
Aslında dizi önerisi konusunda kararsız kaldım; çünkü 1899 isimli diziyi de bitirdim. Onu da instagram da biraz bahsederim diye düşündüm ve önceden izlediğim Cabinet of Curiosities’i mini dizisinden bahsetmek istedim. . Guillermo del Toro’yu ve canavarlarını seviyorsanız kaçırmayın. Ben Guillermo del Toro’nun tarzına bayılıyorum; Pan’ın Labirenti olsun, Hellboy olsun, Suyun Sesi olsun; evren algısı harika. Canavarlar bizim için “korku” ögeleriyken Guillermo del Toro’nun elinde bir şahesere, sanata dönüyor ve canavarların hikayelerine tanık olmak da ayrı keyif veriyor.
İşte burada da bir antolojiyi yönetmiş. Farklı yönetmenler eşliğinde 8 tane bölüm var. Hikaye yazarları da farklı. İki hikaye Lovecraft’a ait ve bir tane de Guillermo del Toro’nun hikayesi var.
Korku olarak geçse de ben korkutucu bulmuyorum, hikayelerin bazıları çok keyifli. Mesela ilk bölüm Lot 36 bence çekimleri, kurgusu ve oyunculuğuyla harikaydı. Keşke bir film olsa dedirtiyor. Dış Güzellik ise ayrıca muhteşem bir güzellik eleştirisi.
Belgeselin ismi aslında bir 16.-17. yy terimi. Merak dolapları veya mucizevi dolaplar diye çevirebiliriz. Önemli eserlerin koleksiyonunu temsil ediyor. Burada dolap aslında bir oda ve odanın içinde koleksiyonlar mevcut. Tahmin ettiğiniz üzere bu koleksiyon odalarındaki koleksiyon parçaları arkeolojik buluntulardan, antikalara, hayvanlardan, sanat eserlerine kadar farklı alanlarda olabiliyor. Guillermo del Toro’da ürkütücü hikayelerden oluşan koleksiyonunu açıyor… Bu odaya girmek ise sizi bambaşka evrenlere götürüyor.
Her bölüm ayrı güzel…
Ve bir kitap: Pir-i Lezzet
Açıkçası bu kitabı okumadım, “dinledim”. Ama bayıldım…. Saygın Ersin kaleme almış ve harika bir büyülü gerçekçilik romanı çıkarmış. Seslendirme de gayet güzeldi. O kadar sürükleyici ki dinlemekten vazgeçemedim.
Pir-i Lezzet diyebileceğimiz doğuştan yetenekli bir aşçıbaşı Osmanlı döneminde, lezzetlerle insanları byüleyebiliyor. Yemeğin lezzetiyle, kokusuyla, aromasıyla, malzemesiyle, elementleriyle insanların duygularına, ruh hallerine, psikolojilerin yön verebiliyor. Büyülü Gerçekçilik konusunda gerçekten harika bir eser olmuş. Hem sizi büyülü bir Osmanlı’ya hem de gastronomik bir yolculuğa çıkarıyor.
Kalemi ise çok akışkan Saygın Ersin’in. Hiç sıkılmıyorsunuz ve hikayenin içinde sürükleniyorsunuz.
Yer yer bazı bölümler abartılmış ve bu abartı da harika bir tat katmış.
Yürekten öneririm.
Keyifli bir hafta olsun dilerim…